17 Ocak 2016 Pazar

Çölde Bauhaus :Albert Frey


2. Frey evi bana sorarsanız pek de eve benzemiyor.Daha çok  Mies van der Rohe'nin Barselona Pavilyonunu hatırlatıyor. Mimar Albert Frey üniversitede okurken Bauhaus fırtınalar estirmekteydi, bunun da üstüne Albert Frey'in mezun olduktan kısa süre sonra Le Corbusier ile çalışmaya başlaması da çölün ortasına camdan bir ev yapmanın sebebini açıklıyor.

Benim ataların ok atıp, okun düştüğü yere otağlarını kurduğundan olsa gerek yapı olarak üşengeçim. Albert Frey ise İsviçre doğumlu olduğundan mütevelli evi yapacağı doğru yeri bulmak için dağ tepe gezmiş. Doğru noktayı bulduktan sonra da güneşin haraketlerini, hangi saatte nereye nasıl gölge düştüğünü görmek için de bir zaman harcamış. Evin yerine ve yönüne karar verikten sonra da evin içine dahil edeceği kaya parçasının şablonunu çıkartmış (Annemlerin eve hızar getirip dolabın kapaklarını giriş holünde kesen ustaya selamlar olsun). Tüm bunlar 4 yılını almış, 4 yıl!
Tabi o kayanın orada imar var mı derseniz bugün Albert Frey'in , Palm Springs'in en önemli binalarından bir kaçının mimarı olduğunu belirtmeliyim. Şehirde Modern Mimari turu düzenleniyor her yıl, gelip bu evi gezdiriyorlar. Muhtemelen belediyede biraz nazı geçiyordu.

Birinci Dünya savaşı bittiğinde genç Albert 16 yaşındaydı. Anası kendisini bir Kadir gecesi doğurduğundan savaş onun askerlik çağı gelmeden bitmişti ama savaştan sonra yaşanan yoksunluğu yaşamış olmalı.
''Gençliğimde zorunluluktan dolayı en az malzeme ve efor gerektiren tasarımlar yapmak zorundaydım. O zamanan beri bu prensibi   estetik olasılıklar yaratmak ve zihnimi tatmin eden bir meydan okuma olarak görüyorum. Şimdi artık anlıyorumki kaynaklarımız sınırlı ve büyük ölçüde nüfus artışıyla beraber artan tüketim iyi değil''
Binaenaleyh Albert ikonik çöl evinin çatısını trapez gibi avam bir malzemeyle kaplar!

Anadolunun dar sokaklarında bir ev yapmadığından ötürü Albert'in  cam bir kutu tasarlarken mahremiyetle ilgili büyük sıkıntıları yoktu. Ama bu onu evde donla gezerken görebileceğiniz anlamına gelmiyor. 4 yıl boyunca dağda bayırda boşa gezmediğinden evi öyle bir yerleştirmiş ki eve giden yoldan ilerlerken bine evi göremiyorsunuz.Tek gördüğünüz şey yamaçtaki doğal taşlardan yapılmış istinat duvarı oluyor.

Çölün ortasına yerleştirilmiş her bekar evinin olmazsa olması havuz evin merkezinde.Yaşam alanı iki kottan oluşuyor. Sabit oturma grubunun sırtı üst katta yemek masasına dönüşüyor. Yaşam alanı ile yatak odasını ayıran tek şey camdan içeri girmiş kaya parçası. Bizim haremlik selamlık mantığımıza pek uyduğu söylenemez.
Albert Frey bu evi 1964'de tamamladı. 1945'de ikinci dünya savaşı bitmiş ve 1947'de soğuk savaş başlamıştı. Soğuk savaş dönemi insan psikolojisi açısından ilginç bir dönem. Amerikada tam bir nükleer savaş korkusu hakim, okullarda çocuklara nükleer bomba patlarsa masaların altına saklanmaları öğretiliyor. Delirmiş amerikalılar evlerinin bodrumlarında sığınaklar kazıyor. Ama  bir yandan da 1962'de Jetgiller başlıyor. Geleceğe dair umut dolu bir bakış. Hizmetçi robotlar, her yerde tuşlar, uçan arabalar. Soğuk savaş bir uzay yarışına dönüştüğünden dolayı roketler tüm tasarımları etkiliyor.



Frey evinin içine baktığınızda roket çağının, jetgillerin etkisini görebiliyorsunuz. Tüm mobilyaların evin bir parçası oluşu ve kayanın üzerindeki aydınlatma anahtarı ile tam bir jetgiller evi.
Albert Frey 1967'e 30 m2'lik bir misafir odası eklemiş. Evin geri kalanının 74 m2 olduğu düşünülürse büyük bir değişiklik. Ev o zamandan beri olduğu gibi korunuyor ve her sene ziyarete açılıyor. Palm Springs'e yolum bir gün düşerse eğer blog.modernismweek.com adresinden bilet bakılmalı. Mümkünde kokteylli akşam turunu yakalamak lazım.





'Işıltı şehirden, bilgelik çölden gelir'
Arrakeen Atasözü


Kayak:

Wikipedia