3 Ekim 2011 Pazartesi

Güven GÜNDOĞDU anısına

Sevgili Dostumuz, Okul Arkadaşımız, Meslektaşımız, MSGSÜ Mimarlık Öğrencisi Güven Gündoğdu Anısına..

Kısa bir zaman önce Güven GÜNDOĞDU'yu genç yaşta, aniden ortaya çıkan ve hızlı bir şekilde gelişen akut lösemi hastalığından dolayı kaybettik. Her kaybın erken olduğunu düşündüğümüz bu hayat gerçekliğinde yirmi dokuz yaş birçok şeyin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Öğrencilik de, mimari meslek hayatımızın başlangıcı ve bir parçasıdır. Bu nedenle devam eden öğrenciliğinin yanı sıra meslektaşımız olarak da anılmalıdır. Bunda her mimarlık öğrencisinin de yaptığı gibi profesyonel çalışma ortamına öğrenciliğinin erken dönemlerinden itibaren adım atmasının yanında, okuldaki hocalarımızın bize bu gözle bakmalarının da payı var.
Onu burada anlatma görevi bir kişinin omuzlarına verilemeyecek kadar ağır bir yük. Daha önce birçok projede yaptığımız gibi, ortak hislerimizi, hüznümüzü, paylaşımlarımızı dile getirmek üzere bir araya gelerek bu yükü paylaşmayı tercih ettik. Ancak bu sefer karşımıza çıkan güçlük kelimelerin yetersiz kalmasıydı. Dostumuz Güven basmakalıp sözlerle nasıl anlatılabilir ki? Bir insanla Don Kişot'un tek bir cümlesi üzerine saatlerce tartışmamızı nasıl açıklayabiliriz ya da Özdemir Asaf'ın dizeleri üzerine bütün bir gece kafa patlatmasını? Güven tüm sorularımızın cevabını bilen bir adam değildi. Sorularımıza beraber yanıt bulmaya çalıştığımız dostumuz, arayışımızın yol arkadaşıydı. Hayat hakkında düşünmekten yorulup, onu yaşamaya karar verdiğimiz anlardaki yoldaşımızdı.
Evet, yirmi dokuz yaş hayatta pek çok şeyin daha başlangıcı kabul edilen bir yaştır hele ki geç olgunlaşılan şu mimarlık dünyasında. Dostumuz, okul arkadaşımız ve ısrarla meslektaşımız Güven GÜNDOĞDU, kendi projeleri ile meslek hayatına devam edemeyecek olsa da çoğumuzun projelerine yapmış olduğu katkılarla ve paylaşımlarla, bizim mimarlık hayatımızda yaşamaya devam edecek. Bundan sonra kendimize dair bir şeyler anlatmanın, onu anlatmak demek olduğu bir gerçek. Artık kendisi bedenen yanımızda olmasa da, bizlere kattığı şeyler, içimizde bir parçamız olarak yaşama sarılmamızı sağlayacak.
Dostları, okul arkadaşları, meslektaşları…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder